Türkiye plastik sektörü çalışkan ve cesaret sahibi

PLASFED VE GAPLASDER, PLASTİK SEKTÖRÜ ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORUNU OLUŞTURDU: TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ ÇALIŞKAN VE CESARET SAHİBİ!

PLASFED, GAPLASDER ve GSO’nun işbirliğiyle Gaziantep’te düzenlenen “Plastik Sektörünün Gelecek Tasarımı İçin Stratejik Açılımlar” başlıklı çalıştayda tartışılan ve ele alınan konulara paralel özel bir rapor oluşturuldu.

PLASFED ve GAPLASDER işbirliği ile oluşturulan ve GAPLASDER tarafından basılarak sektörün hizmetine sunulması beklenen rapor ile, Türkiye plastik sektörünün öncelikli sorunları ve sorunlara yönelik çözüm önerileri ile sektörün güçlü-zayıf yönleri belirlendi.

“Plastik Sektörünün Gelecek Tasarımı İçin Stratejik Açılımlar Çalıştayı" sonuç raporunu değerlendiren PLASFED Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Aksoy, sektörün sorunlarının yine sektör mensupları tarafından çözülebileceğine vurgu yaparak, “Sektöre yönelik 5 yıl önce yaptığımız çalıştay sonrasında girişimlerimizin hızlandığını, etkinliğimizin arttığını ve sorunların çözümü için birçok yol kat ettiğimizi görüyoruz. Aradan geçen bu beş yıl süresince yine gördük ki, bize bizden başka kimsenin faydası yok. “Birlikten kuvvet doğar” ilkesi ile çalışarak; Türkiye’nin her köşesindeki plastik sanayicilerine ulaşıp onları bir çatı altında, güç birliği içinde toplamaya devam edeceğiz” dedi.

PLASFED (Plastik Sanayicileri Federasyonu), GAPLASDER (Güneydoğu Plastik ve Kimya Sanayicileri Derneği) ve GSO (Gaziantep Sanayi Odası) işbirliğiyle Gaziantep’de düzenlenen ve Türkiye plastik sektörünün bugününü tartışarak geleceğini oluşturacak stratejik kararların alınması amacını taşıyan “Plastik Sektörünün Gelecek Tasarımı İçin Stratejik Açılımlar Çalıştayı" ile ilgili özel bir rapor oluşturuldu.

Çalıştayda, PAGDER Yönetim Kurulu Üyesi Mevlüt Çetinkaya yönetiminde düzenlenen ve arama konferansı yöntemi ile gerçekleşen ortak oturumda tartışılan konular; sorun ve çözüm önerileri ile sektörün geleceğini etkileyecek unsurlar baz alınarak PLASFED ve GAPLASDER işbirliği ile oluşturulan ve GAPLASDER tarafından basılarak sektörün hizmetine sunulması beklenen rapor, sektörün zayıf ve güçlü yönlerini, temel sorunlarını ve çözümlerini belirledi.

Rapora göre, Türkiye plastik sektörünün çok çalışkan bir sektör ve bu onun en önemli güçlü yönlerinden birini oluşturuyor. Mükemmel jeopolitik konum avantajına sahip, ancak yerli üretimin kısıtlılığı nedeniyle yurt dışından alım zorunluluğu bulunan hammadde ve düşük katma değerli ürünlerin yoğun olarak üretimi gibi dezavantajları bulunuyor.

Sırasıyla, sektörün güçlü ve zayıf yönleri!

Güçlü-olumlu yönler:

  • Türkiye, geri dönüşümde bir numara
  • Mükemmel bir jeopolitik konuma sahip
  • Sektör yapısı pozitif bir düşünceye sahip
  • Çalışkan ve cesaretli bir sektör
  • Plastikler, yaşamı kolaylaştıran ürünler
  • Üreticiler güçlü teknolojiye sahip
  • Sektörün ilk yatırım maliyeti düşük
  • Sektör, en iyi ürünü üretecek yetkinliğe sahip
  • Yeniliğe açık girişimlerde bulunuyor
  • Sektörde faaliyet gösterenler iyi eğitimli

 Zayıf-sorunlu yönler:

  • Hammaddede dışa bağımlılık,
  • Yüksek katma değerli ürünlerin ağırlığının yüksekliği,
  • Birbirinden etkilenerek aynı ürün ve alanlara yönelik yatırım yapılması,
  • Enerji maliyetlerindeki yükseklik,
  • Lokomotif (lider-yönlendirici-yaratıcı) eleman sayısının azlığı,
  • AR-GE yatırımlarının düşüklüğü,
  • Döviz kuruna bağımlılık
  • Devlet teşviklerinden yeterince yararlanamamak.

ÖNE ÇIKAN SORUNLARIN TESPİTLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ!

Ana sorunlar ve nedenleri, detaylı çözüm önerilerinin yapıldığı çalıştay grup çalışmasını da değerlendiren PLASFED raporuna göre şu sonuçlara varıldı:

Sorun: Hammaddede dışa bağımlılık ve bu nedenle döviz kuru seviyesi ve oynaklığına bağımlılık!

Sektör, hammaddenin yüzde 85’ini yerli üretim olmaması nedeniyle ithal ediyor. Hammaddenin ana girdisi olan petrol, Türkiye’de üretilmiyor. Hammadde üretimi yapmak için gerekli petrokimya yatırımları milyar dolarlar mertebesinde çok pahalı yatırımlar. Kimya sektöründe AR-GE yatırımları yetersiz, yurtdışındaki hammadde üreticileri rekabet avantajına sahip.

Çözüm önerileri: Petrokimya yatırımlarına 5 yıl süreli (uzun vadeli) güçlü teşviklerin verilmesi. ABD ile Avrupa arasında yürütülen serbest ticaret anlaşmasına rekabet avantajının kaybedilmemesi için dahil olunması. Kayagazı gibi alternatif hammaddenin üretiminin yapılması. Kur riskinin minimize edilebilmesi için şirketlerin ihracat yaparak döviz geliri elde etmesine yönelik teşviklerin yoğunlaştırılması. İthalatta KKDF’nin kaldırılması.

Sorun: Yüksek katma değerli ürünler üretilememesi!

Sektör hammadde dışa bağımlılığı ve kalıpçılık alanında yeterli güce sahip değil, bu ürünlerin talebi yeterli değil (pazar sorunu), AR-GE yapacak yeterli nitelikli personel eksikliği, standartları belirlemede etkin olunamaması, AR-GE rehberliği eksikliği.

Çözüm önerileri: Sektörün nitelikli eleman sorunu çözümü için eğitim kurumlarına ve sektörel STK’lara daha fazla destek vermesi, üniversitelerdeki olanak ve kapasitelerin sektör tarafından daha kolay kullanılmasının sağlanması, işverenlere rehberlik eğitimi, standartlara uyum ve standart belirlemeye yönelik girişimlerde bulunulması.

Sorun: Sektörün rekabet gücünün artırılması!

İlk yatırım maliyeti düşük olduğu için çok sayıda işletme, AR-GE yatırımı azlığı, kalite sürekliliği, sahtecilik ve kopyalama, Çin rekabeti.

Çözüm önerileri: Ürün sınıflaması yoluyla tüketiciye daha güçlü ulaşmak, markalaşma, bilginin korunması, mevzuatın uygulanabilir hale getirilmesi, kayıt dışı ile mücadele ve bunun için de KDV’nin düşürülmesi, piyasa gözetim ve denetiminin güçlendirilmesi, ithal hammaddelere yönelik test imkanının artırılması.

Sorun: Enerji maliyetlerinin yüksekliği!

En önemli girdilerden olan enerjinin maliyetinin yüksek olması, kapasitelerin verimsiz kullanılması, yetersiz üretim teknolojisi, personel, makine bakımın olması.

Çözüm önerileri: Kayıp kaçak bedellerinin sanayiciden tahsil edilmemesi, atık enerjinin kullanılması yollarının bulunması, enerji etkin yatırımlara ek teşvik verilmesi, ilk yatırımlara fizibilite desteği verilerek bilinçsiz yatırım yapılmasının önüne geçilmesi.

Sorun: Lokomotif nitelikli eleman sıkıntısı!

Sektörü kapsamlı olarak tanımayan elemanlar, aynı dili konuşabilen mühendis ve teknik elemanların bulunmaması; yaratıcılık eksikliği, sektör ihtiyacının tam belirlenememesi nedeniyle eleman yetiştirilmemesi, kar marjı düşük olduğu için nitelikli personeli elde tutacak ücretlerin verilememesi.

Çözüm önerileri: Üniversitelerle ve diğer eğitim kuruluşlarıyla işbirliği yapılarak sektör ihtiyaçlarının anlatılması, sektörün eleman açığı envanterinin çıkarılması, plastiğe yönelik eğitim kurumlarının desteklenmesi, şirketlerde AR-GE kültürünün yerleştirilmesi.

Sorun: Yeterli AR-GE yatırımı yapılmaması!

Kalifiye eleman eksikliği, üniversite-sanayi-kamu arasında yetersiz işbirliği, yeterli kaynak ayrılamaması, AR-GE’nin öneminin yeterince bilinmemesi, kurumsallaşma ve vizyon eksikliği.

Çözüm önerileri: AR-GE (rehberlik) eğitimlerinin verilmesi, katma değerli ürünlere geçiş için gerekli AR-GE yatırımlarında yurtdışı bilim insanı desteği alınması, yurt dışına gönderilen yüksek lisans öğrencilerinin plastik alanına yönlendirilmesi, devlet desteklerinin artırılması, ortak AR-GE merkezi yatırımları, projelere üniversitelerden eleman alınması zorunluluğu getirilmesi ve bunun desteklenmesi.

Sorun: Üniversite sanayi işbirliği!

Küçük ölçekli işletmeler dış işbirliğine-iletişime yeterince açık değil; meslek yüksek okullarının prestijinin düşük olması, yeterince desteklenmemeleri, sanayicilerin sadece maliyetlere odaklanması, kamunun sanayi-üniversite koordinasyonunu yeterince yapamaması, üniversite ve sanayicinin “kazan-kazan” ilişkisinin farkında olmaması, kötü uygulama örneklerinin insanları çekingenleştirmesi.

Çözüm önerileri: Firmaların stajyer kabulünü ciddiyetle uygulaması, meslek komiteleri kurulması, fabrikaların “uygulamalı eğitim-ortak eğitim” modellerini kabul etmesi, personelin lisans üstü eğitimine izin verilmesi, sanayi ve ticaret odalarının sanayi-üniversite işbirliğinin koordinasyonuna katkı vermesi, üniversitelerin kendi personelinin sanayiye yönelik yaptığı çalışmayı teşvik etmesi, kalkınma ajanslarının daha fazla destek vermesi.