Ömer Karadeniz’den İSO’ya: Türkiye’nin en güçlü ve büyük sanayi odasının desteğini yanımızda hissediyoruz
PLASFED Başkanı Ömer Karadeniz, beraberinde yönetim kurulu üyelerinden oluşan bir heyetle İstanbul Sanayi Odasını da ziyaret etti. Ziyarette sanayi ve plastik sektörüne yönelik gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulunuldu. PLASFED Başkanı Karadeniz, Türkiye ekonomisi içinde plastiğin önemli yer tuttuğunu vurgulayarak, sektörün sorunlarının çözümünde Türkiye’nin en güçlü ve en büyük sanayi odası olarak İSO’nun desteğini yanlarında hissettiklerini vurguladı.
Yönetime geldikten sonra ilk faaliyet olarak, İstanbul Sanayi Odası ve İstanbul Ticaret Odası’nı ziyaret ettiklerini kaydeden Ömer Karadeniz, İSO’nun sektör temsilcileri ve kendisi için büyük manevi değeri olduğunu vurgulayarak, “Şu anda Türkiye’nin her tarafından plastik sektörünün tüm temsilcilerini burada görüyorsunuz. Bizler PLASFED’de sektörümüzün Türkiye’deki tüm temsilcilerinin elini üst üste koyduk ve ilgili odalarımızla kol kola vererek sektörün sorunlarını konuşup çözüme kavuşturacağız” dedi.
Karadeniz sözlerini şöyle sürdürdü:
“Biz artık bu sektörün geçmişteki imajı olan ‘nayloncu’-‘poşetçi’ imajından kurtulmasını istiyoruz. Bunun için çalışmalar yapacağız. Çünkü plastik artık bu kadar basite indirgenerek ele alınmamalı. Bugün buradan kalkıp örneğin Arjantin’e giden bir uçaktan tutun da uzaya giden bir rokete ve kullandığımız birçok teknolojik eşyaya kadar, bunların ağırlıklı malzemesi plastikten oluşmaktadır. Dolayısıyla ekonomiye çok büyük bir katkı sunan sektörümüzle ilgili olarak daha güçlü ve destekleyici adımların atılmasını bekliyoruz ve PLASFED olarak İSO gibi her zaman desteklerini yanımızda hissettiğimiz kurum ve kuruluşlarla bunu topluma anlatacağız. Sektörümüzde çok büyük bir gelişmeler var. Özellikle mühendislik plastiğinde çok büyük ve önemli gelişmeler oluyor. Dünya bu alanda çok önemli bir noktaya ilerlerken, bizim Türkiye olarak buna seyirci kalmamız ve geride durmamız söz konusu olmamalı. Bu sektörün ağırlık ve önemini, ülkemiz üzerinde sağladığı katkıyı görmezden gelmemeliyiz. Biz PLASFED olarak bunun mücadelesini İSO ile kol kola çalışarak yapmak istiyoruz. Bu bağlamda yapacağımız çalıştaylar olacak. Özellikle geri dönüşüm noktasında çalıştaylarımız olacak. Bu çalıştaylarımız için sizlerin desteğini istiyoruz.”
İSO Başkanı Bahçıvan: Plastik sektörünün her zaman yanındayız
İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan da Türkiye’nin en eski, en köklü ve en büyük sanayi odası olarak plastik sektörünün her zaman yanında ve destekçisi olduklarını belirterek, “Biz tüm sanayicilerin ev sahibi olarak görüyoruz kendimizi. Zamanında burada kurulmuş sonra Anadolu’ya taşınmış sanayicilerimiz de bizim doğal üyemiz ve burası Türkiye sanayisinin nabzının attığı bir oda. Burayı kendi eviniz olarak görebilirsiniz. Plastik sektörü temsilcileri olarak ekonomiye katkı açısından ne kadar övünseniz az. Sektörün marka değeri yüksek. Birçok üyemiz ve Sivil Toplum Kuruluşları ile İSO’da yüksek bir temsil gücüne sahipsiniz. Bu nedenle sektörün içinden geçtiği süreci hep birlikte yaşıyoruz ve hassasiyetlerinizi de yakinen biliyoruz” dedi.
Erdal Bahçıvan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Endüstrinin birçok alanının destekleyicisi bir sektörün gönül isterdi ki özellikle hammadde açısından güçlü yerli destekçileri olsun. Bugün sektörün en büyük açmazı bu alanda yaşanmakta ve dışa bağımlı bir faaliyet içinde bulunmaktadır. Birçok platformda söylediğimiz gibi böylesine kapasiteli bir sektörün, kaynaklarımızı çok iyi kullanmamız gereken böyle bir dönemde PETKİM gibi en az üç dört tane daha hammadde besleyicisi, destekleyicisi olmalıydı.
Ben inanıyorum ki, ekonomimiz içinde rüştünü ispat etmiş bu sektör, ithal bağımlı olmaktan çıkaracak yatırımlara da tanıklık edecek. Biz İSO olarak kendi iç bünyemizde de iletişim halinde olduğumuz gerek bakanlıklar ve gerekse başka platformlarda da bu konuyu fazlasıyla gündemde tutuyoruz. Bugün tekstilden sonra ekonominin en güçlü sektörü konumuna gelmiş olan ve bu kadar katma değer yaratan bir sektör ile ilgili doğruları daha güçlü bir şekilde kamuoyu ile paylaşabilmeliyiz. Diğer sektörlerde olduğu gibi bu sektörümüzde de özellikle hammadde yatırımları bazında ‘biz yaparız” özgüveninin yerleşmesi gerekiyor. Biz üretimin önü açıldığı sürece bu toplumun ve sanayicinin yapamayacağı hiçbir şeyin olmadığına inanıyoruz. Toplum olarak en büyük avantajımız bu...”