Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin tarafından 2006'da kurulan BRIC grubu 2011'de Güney Afrika’nın da katılımıyla BRICS ismini aldı. Mısır, Etiyopya, İran, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) de bu yılın başında üye olduğu BRICS'e, 34 ülke daha katılım başvurusu yaptı. Türkiye de BRICS’e resmi üyelik başvurusunda bulundu.
Kalabalık nüfusu, güçlü sanayi ve zengin enerji kaynaklarıyla dünyanın önde gelen ülkelerini bünyesinde barındıran BRICS’in, dünya düzeninde alternatif bir güç merkezi olma yolunda hızla ilerlediğini söyleyen Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Karadeniz, “Bünyesine kattığı yeni ülkelerle BRICS, Batı'nın hakimiyetindeki küresel finans ve ticarete alternatif oluşturmaya çalışıyor” dedi.
Dünya ekonomisi ve dünya ticaretinin 2023'ten bu yana giderek daraldığını ve sürecin bir müddet daha bu şekilde devam edeceğinin tahmin edildiğini belirten Karadeniz, BRICS’in dünya piyasalarında bir alternatif olarak ön plana çıktığını anlattı. Son zamanlarda birliğin gündeminde yeni ortak bir ödeme platformu, yeni bir rezerv para ve dolarsızlaşma süreçlerinin yer aldığını anlatan Karadeniz, “Türkiye’nin de jeopolitik gücü ve güçlü sanayisiyle, birliğe büyük avantajlar getireceğini ve kritik alanlarda fayda sağlayacağını düşünüyorum. Avrupa, Kuzey Afrika, Asya ve Orta Doğu bölgelerinin kritik kesişim noktasında bulunan ülkemizin stratejik konumu, BRICS'in jeopolitik önemini artırarak, söz konusu bölgelerdeki nüfuzunu da güçlendirecek. Ayrıca güçlü imalat sektörümüzle Birlik üyesi ülkeleri bu alanda destekleyebileceğiz” diye konuştu.
“BRICS Türk ihracatçısı için fırsat”
Türkiye olarak BRICS üyeliğimizin gerçekleşmesi halinde, ticaret hacmimizin genişleyeceğini, yatırımlarımızın artacağını anlatan PLASFED Başkanı, dünyanın önemli dinamik ekonomik pazarlarına daha kolay erişim fırsatı yakalayabileceğimizi ifade etti. Bu işbirliğinin özellikle Türk ihracatçıları açısından da bir avantaj olacağını kaydeden Karadeniz, “BRICS ülkeleriyle yapılacak ekonomik ortaklıklar, Türkiye’ye uluslararası ticaret, finansman, teknoloji, yatırım ve özellikle de savunma sanayi sahalarında önemli avantajlar sunacak. Bölgesel işbirlikleri, Türkiye’nin ekonomik bağımlılıklarını kırıp ilişkilerde çeşitliliğini artırarak uluslararası risklerini azaltıp rekabet gücünü artıracak. Özellikle altyapı geliştirme konusundaki uzmanlığıyla Türkiye, BRICS'in kritik altyapı açıklarını giderme ve bölgeler arasında ekonomik bağlantıları kolaylaştırma çabalarında da tamamlayıcı bir rol oynayabilir” diye konuştu.
Sonuç olarak BRICS’in, Avrupa Birliği kadar kurumsallaşmış bir yapı olmadığını ve Avrupa Birliği'ne şu anki haliyle alternatif olabilmesinin henüz erken bir olgu olduğunu anlatan Karadeniz, “Ancak güçlü ve etkin bir devlet olmak istiyorsak bu masada da oturmanın iyi olacağına inanıyorum” dedi.