Kağan Yeşil
Bursa Plastik ve Ambalaj Sanayicileri Derneği (BURPAS)
Yönetim Kurulu Başkanı
Dünya yapay zeka ve robotik sistemler üzerinde yeni bir dönemin eşiğinde gibi duruyor. Ülke ve sektörler anlamında bu dönüşümü yakalamak zorundayız. Ar-Ge, inovasyon, sürdürülebilirlik gibi temel kavramların yanı sıra bu teknolojik dönüşümü de yakından takip ederek kendimizi entegre etmenin bir yolunu bulmalıyız. Aksi takdirde bu hızlı treni kaçırıp sadece tüketici konumuna düşebiliriz.
Dünya pazarındaki yerini her geçen yıl geliştirmeyi başaran Türk ambalaj sektörü 2024’ün ilk yarısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7 artış sağlayarak 3,32 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. İhracat miktarı 1,15 milyar dolar dış ticaret fazlası veren sektörde 2024 yılının ikinci yarısını daha iyi bir ihracat performans ile tamamlama beklentisi var. Diğer yandan Türkiye ekim ayı ihracatı yüzde 3,6 artışla 23,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. En fazla ihracat yapan sektörler arasında 3,5 milyar dolarla otomotiv ilk sırada yer alırken, kimya sektörü ise ekim ayında 2,47 milyar dolarlık ihracat ile Türkiye’nin ikinci en çok ihracat yapan sektörü olmayı başardı.
Son yıllarda 250 milyar dolar bandına takılan Türkiye’nin ihracatı için yeni stratejiler belirlemesinin zamanı gelmiş gibi görünüyor. Özellikle tekstilde, otomotivde ve tarımda sınıra ulaşılmış gibi. Bu sektörlerin mevcut yapısıyla ülke ihracatını daha yukarıya taşıması pek muhtemel görünmüyor. 2023 verilerine göre ihracatta dünya sıralamasında 34’üncü sırada yer alan Türkiye’nin yeni bir yol haritasına ihtiyacı var. Büyüme potansiyeli gösteren ve önü açık sektörlerden birisi de kuşkusuz kimyevi maddeler ve mamulleri olarak göze çarpıyor. Üstelik dış ticaret fazlası veren bu sektör yıllardır söylenip durulan katma değerli ürün kategorisinde yer alıyor. İhracatımız ile ithalatımız arasında her yıl ortalama 100 milyar dolar açık veriyoruz. Oysaki ambalaj sektörümüz yılın ilk yarısında toplam 3,32 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirirken 1 milyar dolar fazla vermiş durumda.
2024 yılının ilk dokuz aylık ihracat performansı 2023 yılı ile kıyaslandığında yüzde 6,7’lik bir artış söz konusu. Eylül ayı sonu itibarıyla 7,67 milyar dolara ulaşan sektör ihracatının yılsonu itibarıyla ise 10 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Küresel pazar büyüklüğü 1.03 trilyon dolar
Küresel boyutta bakıldığında ambalaj sektörünün 2023 yılında 1,03 trilyon dolar pazar büyüklüğüne ulaştığı ve 2024 yılında söz konusu hacmin 1,05 trilyon dolara ulaşacağı tahmin ediliyor. Diğer yandan 2034 yılında sektörün küresel pazar büyüklüğünün 1,44 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor.
Böylesine büyük bir pazardan Türkiye’nin aldığı pay okyanusta bir damla gibi kalıyor. Bu pazarı büyütecek potansiyel ve vizyon Türk sanayicisinde bulunuyor. Doğru teşvikler ve iyi bir stratejik planla sektörün çok hızlı bir şekilde yıllık 100 milyar dolar ihracata ulaşması içten bile değil. Döviz kurlarındaki baskı, yüksek enflasyon, yüksek faiz, finansmana erişmedeki zorluklar, savaşlar ve çevresel çatışma ortamı, dünya genelindeki ekonomik istikrarsızlık, Avrupa’daki durgunluk, iklim krizi ve sonuçları gibi pek çok sebep sanayi üretiminin önünü tıkarken, tüm sorunlara rağmen Türk sanayicisi yoluna kararlılıkla devam ediyor.
Enflasyonda ve faizde düşüş bekliyoruz
Sonuç olarak Amerika’nın seçim ortamından çıkmış olması 2025 yılını önemli derecede etkileyecek diye düşünebiliriz. Başkan Trump’un atacağı adımlar tüm dünyayı ama olumlu ama olumsuz etkileyecektir. Türkiye’nin uyguladığı ekonomik programın başarısı da kuşkusuz bizler için son derece önemli. Önümüzdeki yıldan itibaren enflasyonda ve beraberinde faizlerde düşüş bekliyoruz. Aynı zamanda dünya yapay zeka ve robotik sistemler üzerinde yeni bir dönemin eşiğinde gibi duruyor. Ülke ve sektörler anlamında bu dönüşümü yakalamak zorundayız. Ar-Ge, inovayon, sürdürülebilirlik gibi temel kavramların yanı sıra bu teknolojik dönüşümü de yakından takip ederek kendimizi entegre etmenin bir yolunu bulmalıyız. Aksi takdirde bu hızlı treni kaçırıp sadece tüketici konumuna düşebiliriz.